10 Ocak 2014 Cuma

Kadın Olmak Ne Zor İş Arkadaş

         

        Ülkemizde kadın olmak kadar zor bir şey yok sanırım. Kadın olmak sürekli iyi veya kötü gözlerin üzerinizde olması demek.   ‘Hamileyseniz dışarıda gezmemeli siniz’ dendi daha ne densin.  Evde otursan çalışmasan koca eline bakıyor denir. Çalışsan para kazansan geri kafalı cahiller tarafından ‘kadın kısmı’ diye başlayan cümlelere maruz kalırsınız. Bazen başınızdaki başörtünüz sakız olur ağızlarına bazen de eteğinizin boyu.  Hep sizi konuşurlar. Siyaseti bile kadın üzerinden yaparlar güzel  ülkemde. Çünkü kadın her zaman en geçerli konudur. Elinin hamuru ile karışma derler. O ellerle fırsat verilse başka neler yapabileceğimizi hiç düşünmeden.  




                Saçını süpürge etmene rağmen sadece bir bardak suyu geç  getirdin diye sokak ortasında dövülebilir, Şu hayatta uçkuruna bile sahip çıkamayan sapıklar tarafından tecavüze uğrayabilir ve tüm bunlardan yine siz suçlanırsınız. Tecavüzden hamile kalırsınız, kürtaj yapmak istersiniz. Doğur devlet bakar diye geri çevrilebilir siniz. Eşinden ayrılmak istesen 25 bıçak darbesiyle hayatına son verilebilir. Diyelim ki bazı eşler bu kadar hasta ruhlu değil de boşandınız. Her şey bitiyor mu sonra. Tabi ki hayır. Döndünüz baba evine. Aile ayrı , akrabalar  ayrı , yeni tanıştığınız hayatınıza giren insanlar ayrı, onların aileleri ayrı yargılamaya başlıyor sizi.  Evlenip boşanmış kadınların hayatlarına devam edememesi için herkes elinden geleni yapıyor sanki. Hele de çocuğunuz da varsa geçmiş olsun. O çocuklarda bir sürü zorlukla mücadele etmek zorunda kalacaklar.
Sırf erkek evlat veremiyor diye birçok kadın kuma ile yaşamaya mahkum bırakılmıyor mu? Kız olarak dünyaya gelmişsen evlat olarak bile daha doğduğun anda değer görmüyorsun ki.




Kızlı erkekli aynı evlerde kalırsanız sizi şikayet edebilme hakları var komşularınızın.  Bir erkek kız arkadaşıyla aynı evin içine giremez çünkü onlara göre.. Kime neye güvenilmiyor bu düşüncede acaba??  Bir olay çıksa o evde kim suçlanacak sizce ilk önce? ‘Ne diye gitmiş, gitmeseymiş kız’ diyecek yüz binler vardır.
Bir soru sorsan cevap veremeyecek acizlikte olan erkeklerin, evde karılarına ben her şeyin en doğrusunu bilirim havalarında olması kadar anlamsız bir şey daha olabilir mi? Önüne yemek koymasan aç kalacak, evini, yaşadığı yeri temizlemesen çöplükte yaşar gibi yaşayacak, üstünü başını yıkayıp ütülemesen rezil gibi dolaşacak olan erkekler için çok fazla iddialı sözler ve davranışlar değil mi bunlar kadınlar? Güçlü olan erkekler ama değil mi? Savunmasız olanlar biz kadınlarız.




Ehliyet alırsın, dünyanın en iyi, en dikkatli araba kullanan kadını olsan nafile. Hep yargılanırsın. Bakar önce o çok bilge arkadaş ve ‘eee kadınmış zaten kullanan’  deyip yapıştırır hemen suçlu damgasını.


Her şeyin yasaklandığı güzel ülkemde kadını da yasaklayın da rahat bir nefes alın bence. O zaman her şey bakalım nasıl bir hal alacak görelim hep beraber.

Her gün gazetelerde çıkan, haberlerde izlediğimiz, kadınlarla ilgili şu kara haberler ne zaman biter , o zaman yaşanacak , aydınlık bir ülke olur Türkiye.





25 Nisan 2013 Perşembe

Ece , Fenerbahçe ve 23 Nisan


               Fantorya Card'ın Fenerbahçeli çocuklara özel olarak Fenerbahçe Dereağzı Tesislerinde düzenlediği etkinliklerden bir tanesi de 23 Nisan şenliğiydi.Ve tabiki biz de kızımla oradaydık. Zaten bu kadar fanatik olup ta gitmemek olmazdı. :) Çocukları bırakın biz ailelerin bile hoşuna gidecek bir organizasyon olduğunu söyleyebilirim.



Bir çok şey düşünülmüş etkinlikte. Şişme oyun sahaları, boyama , müzik , oyun hamuru, uçurtma ve maske atölyeleri vardı. Bol bol dans etti çocuklar.. Yarışmalar , süpriz hediyelerle daha da renklendi günümüz.
Ece özellikle de Disney karakterlerine bayıldı.















                                                             Aziz başkan da  oradaydı :)




Bence hiç vakit kaybetmeden siz de bir Fantorya card alın çocuklarınıza. Yılbaşında da stadtaki etkinliğe katılmıştık. O da harikaydı. Sadece 9 TL 'ye COCUK yazıp 7979 a sms atarsanız başvurmuş oluyorsunuz.
Hepsi bu kadar.


Eeee oraya kadar gidipte tesise çok yakın olan Tatlı Huzur' a uğramadan olmaz. Hatırlarsınız daha önce Tatlı Huzur hakkında bir yazı yazmıştım. Oyuncu Esra Akkaya ve eşinin sahibi olduğu kafe. O müthiş kahvaltıyı kaçıramazdık. İşte Tatlı Huzur'dan kareler;











20 Nisan 2013 Cumartesi

Haydi Sim Küresi Yapalım




                        Kar kürelerini çok severiz hepimiz eminim.  Kar küresinden yola çıkarak neden evdeki malzemelerden bir kar küresi yapmayayım ki dedim. Gerçi bizimkisi sim küresi oldu ama kızım Ece'nin çok hoşuna gitti. 

Gerekli  malzemelerimiz;

- kavanoz ( ben nutella kavanozundan yaptım)
- içine yerleştirmek istediğiniz bir biblo
- sim
- silikon tabancası




                                          Öncelikle kavanozun kapağına biblolarımızı yapıştırdım.


                                               
         Daha sonra kavanozun içine sim ve su koyup kapağını silikonlayıp kapatıyoruz..




                Eğer suyun içine gliserin eklerseniz de o simler yavaş yavaş süzülür. Haaa ben sim falan sevmem illa kar küresi olsun derseniz o karları nasıl yapacağım diye soracak olursanız eğer, beyaz eşyaların paketlenmesinde kullanılan beyaz köpükleri rendeyelerek yapabilirsiniz. 


1 Nisan 2013 Pazartesi

Kendin Yap : Elbise Katlama Aparatı

           Kendin yap projelerini çok beğeniyorum. Bir tane de ben yapmak istedim sizler için. Aslında aklımda pek çok kendin yap projesi var. Zaman buldukça sizlerle yapıp paylaşacağım.

            İlk olarak , sürekli internette gördüğüm ve keşke bende olsa, işim ne kolaylaşırdı dediğim bir ürün olan elbise katlama aparatından yapmak istedim.  

                                                                       Yani şundan  ;



Gerekli olan malzemeler; 

- Kullanılmayan bir karton koli  olabilir,  parçalayacağız onu  :)  yada isterseniz mukavvadan da yapabilirsiniz
- Makas yada falçata
- Cetvel
- Koli bandı


Öncelikle koliden  2 adet 70 cm x 25 cm
                            1 adet 70 cm x 35 cm
                            1 adet 36 cm x 25 cm karton kesiyoruz.



                                                                   70 cm x 25 cm 

70 cm x 35 cm

                                                                   36 cm x 25 cm
          Daha sonra kestiğimiz parçalardan 70cm x 35 cm olanını taban olarak kullanıp yanlarda 2 adet olarak kestiğimiz 70 cm x 25 olanını kullanacağız. Orta kısımdada 36 cm x 25 cm olanı  aşağıdaki resimdeki gibi yerleştirip yapıştıracağız. 



Sırasıyla gösterecek olursak ; 


                                          Yapıştırırken arkalı önlü yapıştırırsanız daha sağlam olur








Hepsi bu kadar :) hadi bir deneyelim bakalım olmuş mu?

Önce kazağımızı bu şekilde aparatımıza yerleştiriyoruz.


                                        Sonra önce sol kısmı yada sağ kısmı farketmez katlıyoruz


                                                             Sonra sağ kısmı katlıyoruz


Orta kısmı da katladık mıııııı


Ta taaaa kazağımız 3 sn de katlandıııı :)



Umarım fotoğraflar yeterince açıklayıcı olmuştur. İsterseniz kartonları el işi kağıtları yada kumaşlarla kaplayarak görüntüsünü güzelleştirebilirsiniz. 

12 Mart 2013 Salı

Evliliğin 4 Virajı



       İnsanın büyük ümitlerle ve heyecanlarla başladığı evliliğinde tüm hayallerini bir bavula sığdırıp elveda diyebilmesi ne kadar kolaydır sizce? Neden bu hayallerden vazgeçer insan. Pekiyi  nedir evliliği bu boyuta getiren , bu çıkmaza sokan şeyler? 
Hadi gelin evlilik terapistlerin bu konudaki tespitlerine bir bakalım...


         Evlilik terapistlerine göre eşleri mutluluğa götüren yolun üzerinde dört tehlikeli viraj var. Birinci ve keskin viraj balayının sonunda, ikincisi, üçüncü yılın sonunda. Tekdüze geçen yedi yılın bitiminde ise üçüncü büyük viraj var. Son viraj evliliğin ileri döneminde, 15′inci yılda karşımıza çıkıyor. Terapistlere göre 6 çiftten biri, bu virajlardan birini geçemiyor ve ipler kopuyor


RÜYANIN SONU

Hazin bir durum. Tehlikeli bir viraj. Boşanmaların yüzde otuzu, birinci yıl sonunda meydana geliyor. Birinci yıl sırasında ve sonunda meydana gelen boşanmaları “rüyanın sonu” diye nitelendiren terapistler bakın bu virajla ilgili neler diyor;“Bu viraj evlilikteki samimiyet, sözlülük ve nişanlılıkta görülmeyen büyük foyaları meydana vurur. Gerek kadın, gerekse erkek, hayatına yabancı birinin artık her şeyiyle girmiş olduğunu fark eder. Bu durumdan ekseriyetle kadınlar şikayetçi olur. Bir zamanlar kendisine çiçek, böcek hediye eden beyaz atlı gencin yerini şimdi, sabahları evin tek banyosunu tekeline alan ve diş macunu tüplerinin ortasından sıkmak gibi kötü huyları olan bir adam almıştır.”




ZAMANLA DÜZELİR Mİ?



Boşanmaların yüzde yirmisi üçüncü yıla rastlıyor ne yazık ki. Yolları bu dönemeçte ayrılanları, boşanmalarını geciktirmiş çiftler oluşturuyor. “Esasında bunların, evliliklerinin birinci yılında ayrılmaları gerekirdi” diyen evlilik terapistleri “Bekleyelim belki zamanla düzelir” düşüncesinin, bu ge-cikmeye neden olduğunu vurguluyor. Üçüncü yılın sonunda hakim karşısına çıkmış eşlerin çoğu, boşanma konusunda anlaşıyor.



HAYALLERİMİ YIKTIN



Ne acı! Hayallerimiz yedinci yılda ortadan ikiye bölünüyor, temel de sağlam değilse yıkılıp gidiveriyor. Yedinci yılda boşanma oranı yüzde 15′lere çıkıyor. Konunun uzmanları şöyle tanımlıyor bu virajı “Bu yedi yıl, büyük hayal kırıklıkları devresidir. Kadın eski, ufak tefek dertlerine gülebilmektedir.Çünkü şu anda karşılaştığı dertler onlardan çok büyük, gerçek dertlerdir. Şimdi, kocasının ilk zamanlar diş macununu ortasından sıkması onu daha az ilgilendirmektedir. Kadınlar için yedinci yıl boşanmalarının genel sebebi sosyal ve ekonomik meselelerdir. Erkekler için de, yedinci yıl boşanmalarının sebepleri daha fazla bencilliktendir.”


SONUNCUSU VE EN TEHLİKELİSİ

Evet. 15′inci yıla geldik. Bu kadar zaman doğru-dürüst geçindikten sonra 15′inci yılda birden beliren bu son tehlike, en korkutucu olanı. Çünkü bu defa erkek cephesinden nedenlerin en müthişi olan ihtiras giriyor devreye. Erkeğin andropozu da gündemdeyse, evliliğinden sıkılmış, karşısına da ona heyecan katan biri çıkmışsa durum fena anlamına geliyor.Bu dördüncü dönemecin tehlikesini atlatan çiftler için evlilik hayatı artık başka bir tehlike göstermiyor. Ortalık süt liman, yaşlılık günleri bekleniyor! Tabii istisnalar hariç.

         Biz, evliliğimizde 3. yılı tamamlamış ve ikinci virajı dönmüş bulunmaktayız. 7. ve 15. senedeki virajları da alt edeceğimizi düşünüyorum :)  Herkese mutlu bir evlilik yaşamı diliyorum...




Kadın Olmak Ne Zor İş Arkadaş

                  Ülkemizde kadın olmak kadar zor bir şey yok sanırım. Kadın olmak sürekli iyi veya kötü gözlerin üzerinizde olması d...